
Soyut resim/sanat nedir? Soyut nedir?
Ne zaman maddeyi, somut gerçekliği zihnimde evirip çeviriyorum aslında bir şekilde soyutlama yani çekip çıkarma, sadeleştirme, tanımlama, kavramını bulma, kategorisini tespit etme gibi işlemleri yapıyorumdur. Metaforlar, kelime oyunları burayla ilgilidir…Bu durumda somut yok mu olur? Elbette, hayır! Soyutun içine yani düşünme sürecime somutu, algılarımı, duyumsadıklarımı gizler, onları soyutlayarak zihnimde kategorilendirir, işlevlerini değiştirir, çıkarımlarda bulunur, kelimelere döker yani dönüştürme işlemine başlarım.
Görsel 1: Cy Twombly1
Hayal gücünün alanına daldığımda ise aslında somut olandan daha da uzaklaşırım. Hayal gücü alanındayken olmayan imgeler, olaylar, şeyler bulmaya başlarım… Kaynağını nereden alır bu imgeler ve şeyler? Bilinçaltından, bilinçdışından ya da kolektif kültürden ya da genlerle aktarım yoluyla mı? İşte burası da çokça tartmalı bir konu. Kaynağını anlamak ve tartışmak için Platon’un anlattığı “Er miti”ne kadar gitmemiz ve hatırlamayı da hayal gücü/imgelem yeteneği bağlamında konuşmamız gerekir. Uzun mesele. Ama hayal gücü soyut bir alan gibi görünürken somuta el uzatır ve soyutu imgeyle kaplar. Özetle nerede soyut varsa orada bir somut nerede bir somut varsa orada zaten bir soyut vardır aslında. Nerede bir iç varsa dış, nerede bir dış varsa iç vardır…Siyahla beyaz, iyi ile kötü gibi. Soyut ve somut da bir karşıt çifttir ve birliktedirler.

Michel Seuphor’un ilginç bir soyut resim tanımı var. Şöyle ki: “Bir resimde günlük gerçeği görmüyorsak, o resim soyuttur. Bir ressam, doğadan (dış gerçekten) değil de, kendi iç gerçeğinden hareket ediyorsa, o ressam soyut bir ressamdır. Bir resmin soyut olabilmesi için, doğa gerçekleriyle bütün ilişkilerini kesmiş olması şarttır.”
Wilhem Worringer buna “soyutlama içtepisi” diyor…İç dünyadaki kavramların dışa vurumu: .”Biçimin arandığı yer bilinen nesneler dünyası değil insanın iç dünyası olmuştur.” O halde dışavurumcu tüm sanatlar Seuphor’un da tanımıyla gayet soyuttur.
- Edwin Parker Twombly, Amerika, 1928-2011. ↩︎